İki kadın dışarı çıkarken yaşlı adamın kasılan yüzü gevşedi.
Zor nefes alıyor, göğsünden hırıltılar çıkıyordu.
Bir süre sonra sesi kesildi. Doktor kalbine baktığında adamın ölmüş olduğunu anladı.
Yaşlı adamın acısı artık sona ermişti.
Oda boş ve havasız gibiydi. Kendisini hiç kimsenin istemediği bir yalnızlık içinde olduğunu hissediyordu. Sadece oda değil, kendisi de bomboştu. Uzaklaştırılmış, boşluğa fırlatılmış, tükenmiş ve yıpranmış, neden buraya geldiğini hatırlaması için biraz zaman geçmesi gerekiyordu.
Bugünden bir şey beklemediği halde, saatine huzursuzluk içinde neden baktığını anlamıyordu.
Hayatının en büyük özelliği ve sevinç kaynağı olan aldatmaca, şimdi yeniden yüreğini tutuşturmuştu. Bir kenara fırlatılıp atılan, üzerine basılarak ezilen bir mumun ışığı gibi değil, alev alev yanan bir sevinç yangını gibi olmalıydı sonu. Uçuruma dans ederek düşmek istiyordu.