Kar yağmayan bir şehre karlar yağdığın gün görmüştü bu gözler onu. Bembeyaz yağan karlar sanki nur, o da yeryüzüne ayak basmış bir melekti.
Ve zaman durmuş, kalbim olanca gücüyle çarpmaya başlamıştı. Sanki sahibi ben değilmişim gibi gögüs kafesimden çıkıp ona gitmek isyen bir kalp vardı artık bu bedende. Bütün sesler susmuş, hareket eden herşey durmuş sadece onu görüp vurulmuştu bu gözler. Daha önce yaşanmamış, anlatılmamış bir duygu yaşıyordum. Dünyayla baglantım saglandığı zaman durmuştu yağan kar oda geçip gitmişti papatyalar dikip, güller dökmek istediğim o kaldırımdan. O gece başımı yastığa koyup daldığım düşüncelerimde kaç kez geldi hayalime hatırlamıyorum ve her gelişinde canlı canlı görüyormuş gibi atan bu kalp, o gece nasıl dayandı bu kadar heyecana bilmiyorum.