Sosyal medya, bir yandan fikri, düşüncesi, söyleyeceği olup da gerekli ortamı bulamayanlar için sınırları ortadan kaldırarak kitlesel ve küresel yayın yapabilme imkânı sunarken, diğer taraftan doğruluk, tarafsızlık ilkelerinden mahrum bilgi, fikir ve mesajların yayılımı için de imkânlar sağlamaktadır.
Bu yönüyle sosyal medya ortamlarının bireye, kendini ifade etme, duygu, düşüncelerini yayma imtiyazı tanıyan daha özgür ve demokratik bir ortam mı sunduğu; yoksa medya teknolojilerinin teknik altyapısına sahip egemen güçlerce bireye rıza imalatıyla kendi istediklerini yaptırabildiği sorusunu akla getirmektedir.
Eleştirel bakış açısı, sosyal medyanın sağladığı imkân ve özgürlüklerin, gerçek bilginin sınırlarını bulanıklaştırdığı, her türlü manipülasyona ve propagandaya açık hale getirerek sanal özgürlükler yaratabildiğinde birleşmektedir.
Neo liberal politikaların dikte ettirdiği bireyselleşme ve bunun sonucu ulus devletlerden başlayarak ayrışan kitlelerin/bireylerin nasıl olup da sanal alemde başlayan süreçle sokakları, meydanları ve şehirleri harekete geçirebildiği, sosyal medya ve kitle hareketleri arasındaki ilişkilerin çok boyutlu ve farklı disiplinlerce incelenmesini gerekli kılmaktadır.
Bu anlamda kitapta, kitle hareketleri sosyal medya ilişkisi oldukça geniş bir yelpaze ve kuram çerçevesinde örnekler ile incelenerek akademik çalışmalarını sürdüren araştırmacılara ve konuya ilgi duyan herkese bir başlangıç noktası sunması düşünülmüştür.