Hapı yutmamak için ne yapmalıyız? İlaç, silah ve uyuşturucudan sonra dünyanın en kârlı sektörü! Şeytanın aklına dahi gelmeyecek ilaç pazarlama taktikleri, yapılan gizli reklâmlar, "'icad edilen" yeni yeni hastalıklar kârlılığı her daim yüksek seviyede tutuyor. Tabii ilaç firmalarıyla noter onaylı anlaşmalar yapan, "plaj tıbbı"nda uzmanlaşan doktorları da unutmamak lazım! Üstüne "safra kesesi ameliyatı olana apandist bedava" türünden hastane promosyonunu da ekleyin. İşte size tıp sektörünün röntgeni! Diyelim ilaç firması-doklor-hastane triosunun tuzaklarına düşmediniz. Yine de kurtulmuş sayılmazsınız. Hastalanmamak için Barbi bebeklerle, okul çantasındaki Pembe Panter'le kısırlık yapan cep telefonlarıyla, allı pullu cipslerle, kolayla, gazozla, dizel okul servisleriyle, evinizdeki kimyasallarla, hatta parmağınızın ucundaki fareyle bile savaşmak zorundasınız! Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta bu kitabında "bizi hasta edenler"i tek tek deşifre ediyor. Cesurca; her zamanki anlaşılır, akıcı ve nüktedan üslubuyla... Kitabın Sunuş bölümünü kaleme alan Mehmet Barlas'a göre Küçükusta, en karmaşık konular yelpazesinde, en anlaşılmaz meseleleri basite indirgeyebilen "usta" bir yazar, akciğerlere nefes veren "usta" bir hekim. "Usta"nın dileği ise çok açık: "Tüm dünyada doktorlar ilaç endüstrisinin kucağında oturan fino'lardan farksızlar. Tıp, ilaç firmalarının denetimi ve kontrolü altında. İnşallah, bir an önce özgürlüğümüze kavuşuruz,"