Bu araştırmada, Birinci Dünya Savaşı'nda İran coğrafyasında karşı karşıya gelen muharip kuvvetlerin, savaşta tarafsız olduğunu ilan etmiş olan İran'ı, kendi yanlarına çekebilmek için ülkedeki etnik, dini/mezhep bakımından farklı unsurlar üzerinden birbirine karşı giriştikleri mücadele daha çok ATASE belgelerine dayanılarak aydınlatılmaya ve değerlendirilmeye çalışılmıştır.
Henüz savaş öncesinde Türk-İran sınırındaki aşiretler vasıtasıyla başlayan ve her geçen gün artan Rus tehdidine ve benzer şekilde güney İran'daki İngiliz faaliyetlerine karşı Osmanlı Devleti'nin Birinci Dünya Savaşı'nda Almanya'nın yanında yer alması, İran coğrafyasını doğal olarak fiili savaş, casusluk, istihbarat, gayri nizami harp gibi türlü olayların yaşandığı bir muharebe alanına çevirmiştir. Ayrıca, Afganistan ve Hindistan'a dair Cihat-ı Ekber propagandası gibi Türk-Alman faaliyetleri için bir köprü niteliğinde olması, İran'ın savaştaki önemini daha da arttırmıştır.