Yüzyıllar boyu "Kraliçe Şehir" olarak adlandırılan İstanbul'un uzun, dünya tarihine yön vermiş, çalkantılı geçmişine ve ismine yakışır şekilde pek çok güçlü kadının "eli" değmiştir. Özellikle Bizans dünyasında imparatoriçeler veya prensesler uzun ve tehlikeli yolculukları göze alarak uzak ülkelerden pek çok değerli kutsal emaneti başkente taşımışlar; kilise, manastır, kütüphane yapımına öncülük etmişler veya katkı sağlamışlar, bilim adamlarını, sanatçıları, filozofları himaye etmişler, Antik Dönem'in biliminin ve felsefesinin kaybolmadan çağlar boyu yeni nesillere aktarılması için, eskinin yazılı kaynaklarını toplatmışlar, kopyalattırmışlardır. Kutsal şehir Kudüs'te kazılar yapıp İsa'nın çarmıha gerildiği yerde haçı bulan Büyük Konstantin'in annesi Helena bu kadınların öncüsüdür. Konstantinopolis Üniversitesi'nin kurulmasına öncülük eden II.Theodosios'un karısı Eudoxia bu güçlü kadınlardan bir tanesidir. Antik Dönem'den bu yana tıp literatürünün en önemli yapıtlarından biri olan ve Roma dünyasının ünlü farmakologu Kilikya'lı Pedanios Dioscurides tarafından yazılmış Materia Medica'yı kopya ettiren ve böylelikle Antik Dönem'in bu önemli eserinin kaybolmadan günümüze kadar gelebilmesini sağlayan Anicia Juliana bir başka aristokrat Konstantinopolis kadınıdır. Anicia Juliana bununla da yetinmeyip Bizans'ın Altın Çağı'nın en kudretli imparatoru Büyük Jüstinyen'e meydan okumak pahasına başkentin en büyük ve görkemli kilisesini yaptırmıştır. İkonakırıcıları tarihin tozlu sayfalarına gömen, Hıristiyanlığın yılmaz kadın savaşçıları olan Bizanslı imparatoriçelerdir. Kitap bu güçlü kadınları anlatmaktadır...