Burçak, onu aldatan eski sevgilisinin evindeki tüm camları kırdığında, intikamını aldığını sanmıştı. Uzaydan bakıldığında bile görünen boynuzlar, o alçağın yanına kar kalacak değildi sonuçta. O boynuzları Malefiz görse, ağlayarak mesleği bırakırdı.
Ama Burçak'ın unuttuğu bir şey vardı... Tam bir sahtekâr olan eski sevgilisi, evinin adresini de doğru vermemişti. Camlarını kırdığı evin, granitimsi sahibi kapısına dayandığında faka bastığını anladı. Ama onun için hala bir ümit vardı, çünkü bu adam eski sevgilisinin evini biliyordu ve onu götürürse doğru camları kırabilirdi.
Kolay olmasa da Acar'ı ikna etti. Her zaman tüm musibetlerin başına geldiğini düşünen Burçak, bu kez de şeytanın bacağını kıramamıştı...
Hiç hesapta olmayan apandisit, aniden patlama noktasına gelince cam kırma hayalleri yine başka baharlara kalmış, soluğu Acar ile hastanede almıştı.
İşte onların hikayesi de tam burada başlamıştı.
Burçak'ın hikayesi; tüm yanlış camları kıranların ama doğru kalpleri bulanların hikayesiydi...