Hesse, on yılı aşkın meşakkatli bir çalışmanın ardından, tüm dünyanın savaş cehennemini yaşadığı 1943'te İsviçre'de yayımladığıBoncuk Oyunu romanında, Doğu ve Batı felsefelerinin kusursuz bir bileşiminden oluşan yeni ve ütopik bir dünya düzeni sunar okura. Sanat ve bilimde disiplinlerarası bir uyum üzerine kurulu, Hesse'nin düş ve düşün gücünün ürünü, fütüristik bir oyun olan "Boncuk Oyunu", bu yeni düzenin simgesidir.
Toplumsal ahlakın bireyin iç ahlakını yok ettiğine inanan Hesse, bu olgunluk dönemi eserinde Batı'nın toplumsal dayatmalarına karşı Doğu'nun bireysel özgürlüğünü yüceltir, söz konusu yeni dünya düzenini bireysellik üzerine temellendirir: "Tanrı senin içindedir, kavramlarda ve kitaplarda değil. Gerçek yaşanır, öğretilmez."
Nobel Edebiyat Ödülü (1946) sahibi Hesse başyapıtı Boncuk Oyunu'nda, değerlerin dönüşümü uğruna mücadelenin sürmesi gereğini vurgulayan açık bir diyalektik sunar.
Örselenmiş zamanımızın bizlere sunduğu az sayıda gözü pek ve özgün tasarıdan biri...
-Thomas Mann
Hesse'nin romanı üzerine daha uzun düşündükçe, bu romanın hayali bir geleceğe odaklanan bir teleskop değil fakat günümüz gerçekliğine dair bir paradigmayı rahatsız edici netlikte yansıtan bir ayna olduğunun açıkça farkına varırız.
-Theodore Ziolkowski