Bir Türk başlığı olan "börk"ün tarihî serencamının araştırıldığı bu çalışmada, öncelikle Türkçenin ilk yazılı metinlerinden günümüze kelimenin köken ve anlamı üzerinde duruluyor. Börk kelimesinin topluluk, kişi, bitki, yemek, yer adlarında kullanımıyla atasözü, deyim, destan ve şiirlere nasıl yansıdığı adbilimsel açıdan inceleniyor.
Bizzat börkün incelendiği ikinci bölümde, çeşitli kurgan buluntuları, duvar resimleri, minyatür gibi günümüze ulaşan kaynaklar ile yazılı kaynaklar mukayese edilerek zaman içerisinde kullanılan börk türleri, bunların kullanım yer ve şekilleri hakkında tespitler yapılıyor. Osmanlı devrinde kullanılan resmî börklerin incelendiği bölümde ise kızıl ve ak börkler, bunların tipolojisi ve hukukî prosedürü arasındaki farklar ve neyi temsil ettikleri, yeniçeri börkleri, ak börkün Bektaşîliğe nispet edilmesi gibi kültür tarihi açısından önemli meseleler, birincil kaynaklar ışığında ele alınıyor. Yeniçerilerin kullandığı börkler üzerinden, ocağın kuruluşu ve Hacı Bektaş-ı Veli'ye nispeti tartışmalarına da temas edilen eserde, özellikle Âşıkpaşazade'nin Tevarih'i üzerine yapılan tespitler, tarih araştırmalarında "kaynak tenkidi" konusunun seçkin bir örneğini sunuyor.
Börklerle ilgili bugün en tatmin edici bilgileri alabildiğimiz mezar taşlarına yer verilen katalog kısmındaysa, Edirne'de tespit edilen 100 adet börklü mezar taşının görselleri ve haklarında bilgiler bulunuyor.