Bu kitabın yazarı sensin.
Bu kitabın yazarı benim.
Sen, ben, yan sokaktaki lokantada yirmi küsur bardağı düşürmeden taşımaya çalışan garson, elinde bir bezle, şefinin bakışları altında, boşalan her masaya hiç vakit kaybetmeden koşturan komi, müşterisinin kibir saçan uyuz bakışları karşısında kahveye tükürmemek için kendisini zor tutan barista, harçlığını çıkarmak eli ojeli, saçı permalı akranlarına her öğleden sonra hizmet eden garson kız… Bizler mülksüzüz. Bizler kazandığımız parayla kendimize ait vintage kafeler, vejetaryen restoranlar açamayacağız. Butik otellerimiz olmayacak. Sahip olduğumuz tek sermaye alın terimiz. Satabileceğimiz tek şey zamanımız. Bizler çalışmak zorunda bırakılanlarız. Toplum, bizim emeğimiz üzerinde yükseliyor.
Biz işçilerin emeği ve kanı üzerinde!