Uluslararası toplum, 1992-95 yılları arasında bağımsız Bosna Hersek Cumhuriyeti'ne yapılan saldırıyı önlemekte ve isimlendirmekte uzun süre isteksiz davrandı. Sırplar tarafından Boşnaklara karşı işlenen soykırım suçu tüm Bosna Hersek'te gerçekleşmiş olmasına rağmen Uluslararası Adalet Divanı, yalnızca bir bölgede -Srebrenica'da- yaşananları "soykırım" olarak kabul etti. Asıl failler olmalarına rağmen Sirbistan ve Karadağ soykırım yapmaktan değil önlememekten suçlu bulundular.
Soykırım yapanlar tarihte olmayan bir cumhuriyet ile ödüllendirildi. Soykırım yapanlar, olup biteni adil biçimde tanımak yerine inkârı, samimi bir şekilde özür dilemek yerine geçiştirmeyi seçtiler. Soykırım yapanlar; mağdurlara maddi ve manevi kayıpları tazmin etmek, verilen zararın sorumluluğunu üstlenmek, mağdurun travma öncesi eski hâline dönmesinin önemsendiğini göstermek yerine duymazlıktan geldiler. Sırplar soykırım fiilini işleyenleri kutsadılar, kahraman olarak karşıladılar, sokak ve caddelere isimlerini verdiler, çoğunu yargılamadılar, hak ettikleri cezayı vermediler hatta devlet memuru yaptılar.
Ders kitapları hâlâ bu doğrultuda düşmanlık ekiyor, ele geçirilen arazilerin sahiplerine verilmesinde zorluk çıkarılıyor. İnsan hakları, demokrasi ve bir arada yaşama konusunda üzerlerine düşeni yapmamakta direniyorlar. Bosna Hersek'in bağımsız bir devlet olarak devamına ve ekonomik gelişimine engel oluyorlar. Gençler ülkeyi terk ediyor ve maalesef soykırım "sessiz" olarak devam ediyor...