Bir dokunuş, bazen ana rahminde can bulur. Bir dokunuş her şeyin bittiğini düşündüğünüz anda can kurtarır. Esirgediğiniz bir dokunuş bakarsınız bir cana mal olur.
Bir bakış, bazen sizi esir alır. Bir başka kimliğe dönüştürür. Siz artık kendiniz değilsinizdir. O bakışların tahakkümüne girmişsinizdir bir kere. Çırpınsanız da nafile. Ne kadar uzaklaşmak isteseniz de, ne kadar inkar etseniz de, bir mıknatıstır o. Çeker kendine. Atomun çekirdeğinin etrafında dönen bir elektronsunuzdur. Döner durursunuz onun etrafında. Ta ki o çekirdek patlayana kadar. Önce her şey yok olur. Bir hiçlik kaplar içinizi. Sonra yeniden bir doğuş. Hani küllerinden doğmak var ya. İşte öyle bir şey. Hayat dediğimiz, doğumla ölüm arasındaki serüven.