Bir cinayete tanık olmak ne kadar tehlikeli olabilirdi?
Gözlerini açtığında artık katil kendisiydi, tüm ailesini öldürecek kadar sapık bir ruha sahip miydi?
O iyi bir babaydı, mükemmel bir hayatı vardı. İçine düştüğü kabustan ne zaman uyanacaktı?
Yaşadıkları bir rüya mı? Yoksa gerçek miydi? Ya şimdi kaçacak, tüm hayatını geride bırakacaktı.
Ya da kendi cinayet davasının peşinde koşmalıydı? Karşısında inanılmaz zeki bir dedektif. Hakkında su götürmez deliller vardı.
Gerçekten inandığımız şeyler gerçek olmaya bilir mi? Gerçekler kimin için doğru kimin için yanlıştı? Tüm yazılanlar ve bu hikâye…
Gerçekten Yaşandıysa?