Toplam 30 yıl çalıştığım TRT'de, radyoda en azından 5.475 kez (365x15 hesabı ve günde bir kez yaptığım varsayımıyla) Burası Türkiye Radyoları, Uzun Dalga Ankara Radyosu 1648 metre 182 Kilosikl T.A.R. demiş ve yayını başlatmışım.
Bir radyo spikerinin yaşamının özeti bu cümle.
Birçok insanın, içinden konuştuğumuzu sandığı bir kapalı kutudan binlerce kez uykularınızı böldüm. Hep iyi olmasını istediğim halde zaman zaman içinizi sızlatan haberler de verdim. Yapıldığı günden bugüne, bir saniye olsun gün yüzü görmeyen bir stüdyoda, yalnızlığımla başbaşa, görmediğim bilmediğim sizlerle konuştum. O konuşmalarda hepinize tipler yarattım, kimlikler, kişilikler yakıştırdım. O küçücük stüdyo, yalnızlıklar, çeşitli sıkıntılar... hepsi, çok güzeldi. Önümüzdeki masanın üzerinde gözümüze çakılırcasına duran saatten başka her şey...
Çünkü, yelkovanın bir rakamdan ötekine geçerken çıkardığı Tık sesi içimi kıyardı. Ve ben, henüz 20'li yaşlarda olmama karşın, yaşamımdan bir saniyenin daha gittiğini, sımsıkı sarıldığım yaşamın saniye saniye ellerimden kayıp gittiğini duyardım.