Bursalı Eşref Paşa, yenileşme-batılılaşma eğiliminin giderek arttığı ve buna bağlı olarak da yeni şiir anlayışının hâkim olmaya başladığı bir dönemde eski şiir tarzını devam ettiren bir şairdir. Onun şiirlerinde ne mahlasını verdiği Namık Kemal'in ne Şinasi'nin ne Ziya Paşa'nın ne de diğer yenileşme temsilcisi edebiyatçıların eserlerinde görülen toplumsal ve siyasi konulara rastlanır. Söyleyiş olarak da klasik üsluptan pek ayrılmaz. Eşref Divanı'nda en çok yer verilen konulardan biri de âl-i âbâ mersiyeleri ve methiyeleridir. Şair muharremiye ve maktel türlerini divan şiiri geleneği çerçevesinde kaleme almış, Bektaşilik neşvesiyle bu dini-mistik türlere dair pek çok şiir yazmıştır. Encümen-i Şuara'nın parlayan yıldızlarından olsa da yeni edebiyatın sert rüzgârlarının estiği bir devirde ikbali gibi şairlik soluğu da kesilmeye başlamış, mağlup, sürgün ve gözden düşmüş bir paşa olarak hayat perdesini kapamıştır.