Küresel teslimiyet için coğrafyalardan önce beyinlerin işgali şarttı, çünkü bir atasözü "Göz olanı, beyin olacağı görür" diyordu. İnsanlığı, sanal, dijital ve algoritmik egemenlik ile sınırlandırılmış bir dünyada, büyük biraderin hapishanesinde mahkûm ederek halifelikten âdeta bir süs bitkisine ya da yılkı atına indirgeyeceklerdi. Yaratılış için kurdukları tuzaklar ile dünyada hiçbir ihlaslı kulunu bırakmadıklarında yüce Mevla'yı akılları sıra yenilgiye uğratarak kendilerini yeni dünya'nın Tanrı insanı yani "HomoDeus" olarak ilan edeceklerdi.
Genelde teknoloji özelinde internet, insanlığı özgürleştirirken köle yapmakla görevlendirilmişti. Özgürleştirirken kölesi yaparak özgürlüğümüzü yok edenlerin bizlere özgürlük vaadinde bulunması, George Orwell için "Çiftdüşün", Hegel için "tez, antitez ve sentez" olabilirdi. Bu kitaptaki kaynaklarda aynı konuyla ilgili olarak sunulan önemli ve gizli deliller ise insanlık adına ortaya çıkarılması gereken çok büyük bir yalanın varlığına işaret etmekteydi. Aşağıdaki soruların cevaplarıyla birlikte her bölümünde gerçeklere konulan ambargoları kaldırarak çok büyük bu yalanı ortaya çıkaran, ilginç olduğu kadar ibretlik bu öyküyü okumak için sadece büyük biraderin değil, herkesin gözü bu kitabın üzerinde!
Antik çağda uzaylılar kolonize etmek için dünyayı ziyaret ettiler mi?
Sümer tabletlerinde adı geçen "Anunnaki"lerin dünyayı ziyaret amacı neydi?
Uzaylılar, altın madenlerinde köle olarak çalıştırmak için kimleri seçmişti?
Yüksek teknoloji transfer antlaşması için hangi devlet, ilk uzaylı elçisini kabul edecekti?