Madrid yakınlarında, "Sağır Adamın Köy Evi" adı verilen eve taşındığında Goya, 73 yaşındadır. Hayat arkadaşı Leocadia Weiss ve onun kızı Rosario ile birlikte bu evde yaşamaya başlarlar. Goya, sağırlığının yol açtığı büyük bir karamsarlık içindedir. Bu ruh hâliyle evin duvarlarına Kara Resimler'i (Pinturas negras) yapmaya başlar. Kuşkusuz bu resimlerin en ünlüsü Çocuklarını Yiyen Satürn adlı tablosudur. İnsanlar bu Kara Resimler'e yapıldıkları günden itibaren hem korku hem de büyük bir hayranlık içinde bakarlar.
Kendisini yaşlı ve tükenmiş hisseden Goya'nın karamsarlığı ile ele avuca sığmayan kızı Rosario'nun yaramazlıkları arasında geçen günlerin gölgesi Kara Resimler'in üzerine düşüyor. Kara Resimler mi gölgelerin hikâyesini anlatıyor yoksa gölgeler mi Kara Resimler'i karanlıkta bırakıyor? Elbette sorunun cevabı Goya'nın muhteşem yeteneğinde saklı.