Ne güzel başlamıştı, Türk işçisi kitleler halinde, davul, zurna ile uğurlanıyor, Almanya'da da konuklar geldi, diye çiçeklerle karşılanıyorlardı. Ancak, konuk da dense onlar işçiydiler ve bu özellikleriyle Alman toplumuna katıldıklarında konumları da değişivermişti. Yaşam biçimleri, kültürel farklılıkları, dil bilmezlikleri yanında, çalışmak zorunda kaldıkları alanlara bakarak aşağılanan, horlanan kişilere dönüşüverdiler kısa sürede. Tüketimlerini, para biriktirme amacın en uygun yani en düşük düzeyde tutuyor, buna karşılık, birlikte getirdikleri aile/toplum ilişkilerine, değerlerine sımsıkı sarılmak zorunda kalıyorlardı. Çok geçmeden Alman toplumu içinde aykırı, dahası yaban kesimler oluşturmaya başladılar. Bulabildikleri işi yitirme korkusu bir yana, bu davranışları ile de sömürüye, baskıya daha açık duruma geldiler.