Sovyetler Birliği'ndeki kültür, düşünce ve eğitim konularında materyalist felsefenin hâkim olduğu görülmektedir. Buna bağlı olarak, dinî konularda ileri sürülen fikirler de materyalist felsefenin bakış açısına göre değerlendirilmiştir. Din ve dinî düşünce ilkel, akıl öncesi bir yapı olarak kabul edildiğinden, dine ve dindar insanlara karşı olumsuz bir tavır geliştirilmiştir. Dinî merasim yapanlar ve dinî kitaplar hatta Kur'an-ı Kerim okuyanlara vatan düşmanları gözüyle bakılmış ve hapsedilmiştir. Böyle bir atmosferde yetişen bilim adamları dini, bilimi, felsefeyi materyalist (maddeci) dünya görüşünden bağımsız ele alabilirler miydi?