Çağdaş dönem tefsir çalışmalarının en muhataralı kavramlarından biri hiç kuşkusuz İsrâiliyat'tır. Kavram bu dönemde geçmişte olmadığı kadar yoğun bir ilginin odağı olmuş, genellikle menfi olmak üzere pek çok değerlendirmenin merkezinde yer almıştır. Konuyla ilgili çalışmalarda müslümanların Batı ile karşılaşmaları sürecinde oluşan savunma psikolojisinden ve ön yargılardan uzak kalınamamıştır.
İlk dönemlerden itibaren tefsir kitaplarında varlığını sürdüregelen İsrâilî rivayetler, bu süreçte yabancı kökenli, başka kültürlerden tehlikeli bir biçimde İslam'a sızmış malzemeler olarak görülmüştür. Bütün savunmacı yaklaşımlar ve ön yargılar gibi İsrâiliyat'a yönelik bu bakış açısı da tefsirdeki İsrâilî malzemenin sağlıklı bir biçimde değerlendirilmesini engellemiştir.
Bu çalışmada, İsrâiliyat'ın gerek ıstılah gerekse içerik olarak İslamî literatürde geçirdiği tarihsel süreç; çağdaş dönemde İsrâiliyat'a yönelik ön yargı ve bunun İsrâiliyat algısını nasıl biçimlendirdiği, İsrâiliyat'a yönelik eleştiriler ve bunu beraberinde getiren etkenler, eleştirilerin tutarlı olup olmadığı gibi konular ele alınmıştır. Ayrıca çağdaş tefsirlerde sıkça rastlanıldığı şekliyle yahudi ve hıristiyan kutsal kitaplarından nakilde bulunma olgusu, bunun sebepleri ve yöntemsel problemleri üzerinde durulmuştur.