İslami ilim geleneğinin en temel direklerinden biri olan Hadis ilmi, neredeyse İslâm'ın doğuşu ile eşzamanlı bir geçmişe sahiptir. Kendine has bir geleneği ve metodolojisi olan bu ilim dalına yönelik olarak, özellikle dış kaynaklı bazı keskin ve sert eleştiriler vardır. Bu kitapta yazar, hadis konusundaki tartışmaların merkezinde dış kaynakların değil, bilakis müslüman hadisçilerin kendilerinin olması gerektiğini ileri sürüyor ve Hint, Mısır ve Türkiye'deki hadis tartışmalarını bu çerçevede mercek altına alıyor.