İlk önemli yapıtı Çağımızın Nevrotik Kişiliği'nde Karen Horney, en başta biyolojik değil, sosyal koşulların nevrozları olağanüstü etkilediği görüşünü temellendiriyor ve çatışmaları, kaygıları ve acılarıyla nevrotik insanın eksiksiz bir portresini çiziyor.
Bu çerçevede, bozuk insan ilişkilerinden doğan ve yine bu ilişkileri etkileyen kaygıyı "nevrozların dinamik merkezi" olarak görerek, kaygı analizlerini kolay anlaşılan ayrıntılı incelemesinin odağına yerleştiriyor.