Bilinmezlere gebedir yaşam. Yola çıktığında değil de yolda kaldığında anlaşılır karamsarlığın acısı. Seyahatlerin en beteridir yalnızlık. Yaşanılan depresif tonun beraberinde getirdiği, düşünsel dalgalanmalar içerisinde adım atmanın zorluğu, ne zor bu yolda yürüyebilmek.
İnsan zihninde yer edebilecek tüm çağrışımların sancısını yaşayarak deneyimliyor. Ömürden eksilmeye devam eden ve beraberinde ardı arkası kesilmeyen, günbegün yok olmak pahasına devam eden bir yürümek bu. Tekliğin yanında getirdiği birlikteliği sorgulamaya devam eden yok oluşların sayıklandığı bu yolda, her defasında yalnız kalmaya mecbur mu insan?
Yazılanların gölgesinde soluklanıp yola devam etmeye çabalıyoruz. Oysa insanın yolu, iç dünyasının yörüngesidir. İçselleştirdiğimiz duyguların haritası kaybolmuş olabilir ancak insanız, aynı yolun farklı yolcularıyız. Yolda kalmak ile yoldan çıkmak arası bir yerlerde...