Aralık ayının 5'i ile 26'sı arasında geçen hikâyeyi, dört ana kahraman -Çakır, Ceylan, Nazlı, Meryem- anlatır.
Çakır, sevdiği kadını, en yakın dostu Devrim'i, sahip olduğu tiyatroyu ve elindeki tüm mal varlığını kaybetmiştir. Onun için yaşam, ölmeyi beklerken sarhoş olmak; Tanrı'yı, insanı, hayatı, ölümü, düş ve gerçeği sorgulamaktır artık.
Dış dünyaya kapılarını kapatan, kendini hayattan soyutlayan Çakır'ın; insana, kendine ve karanlık yerlerine yanarak ışık tutmaya bol bol vakti vardır. Gün geceyle, hayal gerçekle yer değiştirmiştir. Zaman zaman gerçekliğini sorguladığı; 48 metrekarelik derme çatma gecekonduda ruhsal betimlemelere, psikolojiye dair tanımlamalara, monologlara ve kendi dehlizinde dolaşırken girdiği içsel çatışmalara tanık oluruz.
Günleri, evini temizlemek için gelen ilk aşkı Nazlı'yı ve her hafta içkisini getiren Devrim'in karısı Meryem'i beklemekle geçer. Bir gün Çakır'ın içkisi gelmez...