Edna. Yalnız, aklı karışık, cümleleri yarım, küskün bir kadın. Bunlara rağmen, belki de bunlar sayesinde ilginç bir hikâye anlatıcısı.
Merhum kocası Clarence'ın romanını yeniden basan yayınevi ondan bir önsöz isteyince, dolabın dibine tıktığı daktiloyu çıkarıp yazmaya başlıyor. Bugünü ve geçmişi, yaşadıklarını ve kurguladıklarını... Bugünü yaşlılık, yalnızlık, komşusunun evindeki bitkilere, akvaryuma ve sesi sinirini bozan faresine bakma görevi demek. Geçmişi ise birbirinden ilginç karakterlerin resmi geçidi, her bakımdan sıradışı bir yaşam yolculuğunun dökümü adeta.
Birbirine eklenen paragraflarla Edna'nın belleği adeta bir mozaik gibi şekle bürünüyor. Cam, maceralı bir evliliğin ve sınırlarını zorlayan bir zihnin renkli resmi, okurda iz bırakacak türde bir resim.
"Edna benzersiz bir karakter, okuru esir alıyor. Zorlu bir öykü anlatıyor: Mesafeli ve eleştirel bir kadın, hafızası yavaş yavaş silinen bir resim gibi. Anıları duygu dolu olmasına karşın, Edna özellikle yalnızlığı ve bıkkınlığı, yüzleşilmesi güç olan ayrıntıları anlatıyor."
- Carolyn Kellogg, The Los Angeles Times
"Çarpıcı bir roman. Cam hem etkileyici biçimde anlatılmış bir hayat hikâyesi hem de yaşlılığa ilişkin ayrıntılı bir tefekkür."
- Minneapolis Star Tribune
"Cam, başarıyla anlatılmış bir hikâye olmasının yanı sıra, etkileyici bir felsefi metin. Sunduğu bakış açısıyla benzersiz bir deneyim ve unutulmaz bir kitap."
- January Magazine, Best of 20