Başımı ona doğru çevirdim ve gülümsedim. Tek içimde, kırıklarla yaşamıyordum artık. Bakışlarım da insanlara kırık bakıyordu. Karşı karşıya otururken hiç fark edilmeyen bir insan olmuştum. Yıllar geçmişti ve benimle tanışma isteğini, şimdi açıklıyordu bu insan. Olup bitenleri anlamanın zorluğunu çekmeye başlamıştım. Ve hiç cevap vermeden, elimdeki kitaba sarılarak kaçar gibisine oradan ayrıldım. Artık bu tür insanlar beni boğuyordu. İçimde sakladığım ruhum, daralıyor ve nefes almak için çırpınıyordu. "Hiçbir şeyden korkmadık. Yaktık, yıktık, böldük, parçaladık. Hiçbir şeyden kaçmadık. Güldük, eğlendik, yedik, içtik. Tek korkumuz olan, tek ulaşamadığımız, şu 'insanlığa' bir türlü yakın olamadık."