Bir hilal uğruna nice güneşlerin battığı; tarihe sığmayan nice kahramanların ortaya çıktığı, her karış toprağının şüheda ile dolu olduğu bir kutlu mekandır Çanakkale... "Hasta Adam ölürse, mirasını paylaşmak için birbirimize gireriz. İyisi mi hazırlıklı olalım, anlaşalım. Hasta, kucağımızda ve kontrolümüz altında ölsün. Mirasını da kavgasız-gürültüsüz paylaşalım" diyerek gelmişlerdi İtilaf Devletleri. Çörçil, "Bir elimizi arkamıza baglasalar, diğer elimizle o milleti yener ve geçeriz" diyordu. Cephede tek kolunu kaybetmiş Mehmetçik ise, hastahanede şöyle diyordu: "Komutanım! Bir kolum koptuysa da diğer kolum var. Beni tekrar cepheye gönderin. Ben, tek kolumla da iş görebilirim ve düşmanı Çanakkale'den geçirmem!.." İşte, Mehmetçiğin Çörçil'i sağlam kalmış tek koluyla yendiği yerdir Çanakkale... Ve Çörçil, Çanakkale hezimetinin sorumlusu olarak iyice sıkıştırıldığı biranda, -feryat eder gibi- şöyle diyecekti: "Beyler, anlamıyor musunuz?.. Biz, Çanakkale'de Türklerle değil, Tann'yla savaştık ve tabii ki kaybettik." Evet, zaten çok kıt olan maddî imkanlarının tamamını kullanmış, elindeki tüfeği, tüfeğinin ucundaki süngüsü bile kırılmış ve iyice daralmış olan Mehmetçiğe, darda kalmışların dualarına icabet eden Yüce Rabbimizin ilahî yardımının yetiştiği yerdir Çanakkale...