Herkes kendi iç yolculuklarını bilir. Hatta bilinmezliğe bir işaret olsun diye,yine de puslu bir görüntüsü vardır o bilmelerin . Ona dair cümle kurmak bile tehlikeli bir hal alır. Tam noktayı koyacaksın ki bir sözcük lafı uzatır; oradan orayave daha sonra bir başka yere savrulur insan.
Gidersin dönemezsin, gelirsin orada kalır bir parçan. Belki de hala sürmektedir yolculuk; hangi durakta ineceksin, ne kadar nasıl kalacaksın, sen de bilmiyorsun bunu. Gözlerimizle, ellerimizle,sesimizle anlam yüklediğimiz şeylerin anlaşırlığı, iç yolculukların ikliminde herkese olduğu gibi, kimi zaman bize de yabancı durur.