Cele, bir yara. Cele, talihsiz kadim ülkemin bahtsız ve bir o kadar da çaresizliği. Her şeyi geride bırakıp yok olanların, yok edilenlerin diyarı. Sarp dağlarla çevrili cennet vadisinde aşkları, nefretleri, kinleri, öfkeleri ve bir o kadar da katliamlara şahitlik etmiş talihsiz topraklar. Birçok inancı bağrında taşırken yok eden zulmün, zalimliğin eksilmediği diyarlar. Hoşgörünün ve vahşetin birlikte yeşerdiği ve çatıştığı, şiddetin kahramanlık olarak kutsandığı topraklar.
Cele, on yıllardır baskıların, korkuların sığınağı. Alışınca günlük yaşamın olağan bir parçasına dönüşüveriyor yabancı renkler. Yabancı gözler ve yabancı sözler ise Cele'de hep yabancı kalıyor.