Hastalık ölümün safha safha gelişinin habercisi ya da bir başka deyişle ahiret yolculuğu belirtilerinin ilkidir.
Âni bir ölüm dışında kişinin karşılaşacağı ilk şey hastalıktır. Bir mü'minin hayatı programlı olduğu için kişinin karşılaştığı hastalıklardan dolayı davranışları tavsiye babında belirlenmiştir. Burada işlenecek konu gerek sekerat (ölüm anı) olan bir şahsiyetin, gerekse göründüğü kadarıyla ölümle sonuçlanmayacak bir hastalığa yakalanmış olanların ziyaretine gitmek, Müminler üzerine bir vecibedir.
Bu konuyla alakalı hasta kişinin durumunu incelerken bazı konuların daha fazla açılımını yaparak, sekerat (ölüm anı) olan bir mü'minin üzerine neler yapılacağını anlatmaya çalışacağız.
Mümin şahsiyet hayatı anlama noktasında çıkmazda olan ve bunalımlar yaşayan bir şahsiyet değildir. Dünyayı tanır ve bu alana geliş amacını bilir. Dünya; mü'min şahsiyetin, Allah'ın rızasını ve bununla birlikte O'nun cennetini kazandığı bir imtihan alanıdır.
Maddenin tabî olduğu sünnetullahı, doğma, büyüme ve ölüm diye sınıflandırılabilir. Bunun içindir ki, kendi gibi birçok beşerin gelip geçtiği dünya hayatının nihai sonu diğer beşerlerin tabî olduğu ölümdür.
Ölümün yaratılış amacını Allah (c.c) şöyle açıklıyor biz kullarına. Mealen ayet şöyledir;
O hanginizin daha güzel amel de bulunacağını denemek üzere ölümü ve hayatı yaratandır. Aziz'dir, Ğafur'dur. (el Mülk 67/2)