Çerkeslerin 21. yüzyıldaki sorunları ve geleceği üzerine odaklanan iki kitaplık derlemenin bu cildi, Türkiye Çerkeslerinin varoluş sorunlarının, mevcut popülist otoriterleşme eğilimindeki siyasetin sınırlarını aşarak demokrasi mücadelesiyle eklemlenmesinin gerekliliği ve koşulları üzerine bir düşünme çabasını içeriyor.
Kitapta demokratik mücadelenin özneleri olarak kültürel kimlikler, eşit vatandaşlık ve çoğul Çerkeslikler kavramları tartışılarak, radikal demokratik açılımlar için toplumsalın nasıl yeniden inşa edilebileceği tartışılıyor. Çerkeslerin gelecek güzergahı olarak "nasıl bir demokrasi mücadelesi olmalı" sorusuna cevap aranıyor.
Kitap anadilinde eğitim yasağının eleştirisi ile başlıyor ve kaybolmaya yüz tutan Çerkescenin özelliklerini, dil ve kimlik ilişkisini inceleyen yazılarla devam ediyor. Yok oluş sürecinin yansımaları diaspora Çerkeslerinin anavatanlarıyla buluşması üzerinden de ele alınıyor. Diaspora Çerkes kültürünün en önemli göstergelerden birisi olarak müzik ve dansların, Çerkeslerin ortak hafızası ile kimliğinin kurulmasındaki rolünü değerlendiriliyor, farklı halkların müzik politikalarıyla karşılaştırarak Çerkes müziğinin geleceği tartışılıyor. Bu kapsamda kültürün diğer unsurları da unutulmuyor: edebiyatın Çerkeslerin var olma mücadelesindeki öneminin yanı sıra, diasporada yeniden-kimliklenme sorunu ve kentleşmenin asimilasyona etkileri de somut örnekler üzerinden tartışılıyor.