Ceza hukukunda sorumluluğun temelini oluşturan en önemli ilkelerden biri, suç teşkil eden hareketin gerçekleştirildiği esnada, failin kusur yeteneğine sahip olmasını gerekli kılan eş zamanlılık ilkesi olmaktadır. Ancak kimi zaman, kusur yeteneğinin iradi şekilde ortadan kaldırılıp bir suç işlenmesi ihtimali gerçekleşmekte ve cezalandırılması gereken bir durum oluşmaktadır.
Özellikle Alman ceza hukukunda ve genel olarak Kıta Avrupası hukuk sistemine dâhil olan ülkelerde kendisine yer edinen bir hukuk kuramı olarak actiones liberae in causa (aslı itibarıyla özgür hareketler), bu durum karşısında cezalandırmayı sağlamaktadır. Çalışmamız, bu kapsamda ceza sorumluluğuna ilişkin çetrefilli konulardan birini teşkil eden alic kuramını, tüm yönleri ve bağlantılı olduğu konular açısından incelemektedir. Bu uğurda, TCK md. 34/2 düzenlemesi esas alınmakla birlikte, bu kuramın çok detaylı şekilde incelendiği Alman ceza hukuku sistemine geniş bir yer verilecek ve ayrıca kuramın, Anglo-Sakson hukuk sistemindeki yansıması olan voluntary intoxication kavramı da incelenecektir.