Dünya insanlık tarihi doğal bir gelişmenin sonucu 'başlamış, gelişmiş, dönüşmüş ve günümüze kadar gelmiştir.
Bütün bu aşamalardan sonra gelinen durum üretim araçlarını elerinde bulunduranların yarattığı,'çalışanların ile çalıştıranların' başka bir değimle 'egemen olan ile egemen olunanlar' arasında ki her türlü zenginlik farkı bir tahta revalı gibidir. Sermayedarlar sayıca çok az olmalarına rağmen, tahta revalının 'pik' kısmında yer alırken sermayeden yoksun olanlar ise ezici bir çoğunluğa sahip olmalarına rağmen 'dip' kısmındadırlar. Tarih boyunca 'Görülen Enkötü Yaşam Koşularına Mecbur Bırakılmışlardır'. İşte bu garip çelişki insanlara bir taraftan uzayı fethedecek tüm koşuları ve zenginliği sunarken diğer taraftan insanlar işsiz güçsüz ve aşsız bırakılan sokak dışında hiçbir yerde yaşamını kazanamayan ezici çoğunluğa sahip bir kalabalığa dönüştürülmek istenmektedir.' İşin iç acıtan yönü ise, bütün zenginliği yaratanların bu durum da olmasıdır'. Bunun nedeni üretim araçlarının sahibi olan sermaye sahiplerinin karını artırarak en gelişmiş teknolojik güç ve sahip olduğu imkânlarla kurmuş olduğu kapitalist toplumdur. Bu toplum çok az olan kendi içindeki bir avuç insan için cenneti uygun görürken kendi dışında olan herkese cehennemi reva görmektedir.