İslambol'un fethi fikri, Osmanlılarda, bırak devlet olmayı, daha beylik bile olmadan başlamıştır.
İstanbul'un fethi bütün Türk devletlerinin olduğu gibi Osmanlıların da beylik döneminden başlamak üzere rüyalarını süslemiş ve bütün düşünceleri ve attıkları adımlar da bu minval üzere şekillenmiştir. Fikriyatta bu böyleydi. Çünkü her Müslüman topluluğun ana amacı İslambol'u fethedip Peygamber Efendimiz'in (S.A.V.) övgüsüne mazhar olmaktı. Bunun için her Müslüman-Türk topluluğu da İslambolu fethetmek için hazırlık yapıyordu. Bu hareket, bilfiil Osmanlıların Rumeli'ne fütuhat için ilk adım attıkları an başladı ve Çimpe Hisarı'nın zaptıyla da ivme kazanıp hızla gelişti.
Evliya Çelebi aynen şöyle yazar ve bu iddiayı doğrular ve: "Bundan sonra, yani Osman Gazi Han yerine oğlu Orhan Gazi Han geçince, Konstantiniyye yani İslambol'un fethi hazırlıklarına giriştiler. 1356 tarihinde", diye devam eder. Çimpe İstanbul'un fethi için açılan ilk kapı olduğu gibi fetih için de milattır.
Ne yazık ki, bu gerçek anlatılmaz/öğretilmez, daha da ötesi bu tarihe ve tarihin yazıldığı mekâna sahip de çıkılmaz. Harabelerden bir harabe olarak yok olmaya mahkûm edilir. Burası işte Çimpe Hisarıdır. Tarihlerin; "Türklerin Rumeliye Geçişi" diye aktardığı, aslında İstanbul'un Fethinin başlangıcı olan bu tarihi, önemli hareketin başladığı mekân.