"Sevgili Bakkal Amca,
Geçtiğimiz günlerden birinde bakkalın önünde, sizden bir ekmek isteyen göçmen kızı terslerken görmüştüm. Açıkçası size çok kızmıştım. O kadar kızmıştım ki sinirimden, o kıza yardım etmek için dükkânın önünde duran ekmek dolabından ekmek çaldım. Beni birkaç sokak kovalamış ama yakalayamamıştınız. Bu kadar şeyden sonra hatırlamışsınızdır umarım. O gün hayalle gerçek arasında birçok şey yaşadım. Ben sizin dolaptan çaldığım ekmekle sadece hırsızlık yapmamışım, aynı zamanda aklımı ve vicdanımı da kaybetmişim o gün. Aklım ve vicdanımla uzun bir yolculuğa çıktım. Yaprak ve Kök Kafa diye iki güzel arkadaş edindim. Yaprak; vicdanımın adıydı. Kök Kafa'da aklımın... Onları kaybettiğim anlarda hep hatalar yaptığımı fark ettim. Onlar yanımdayken, onlara danıştığım anlarda hep güzel şeyler oldu. Yaşadıklarım gerçek ya da hayal ama ben aklımı ve vicdanımı kullanmam gerektiğini öğrendim.
Torbadaki ekmek o gün sizden aldığım ekmek yerine... Hakkınızı helal edin. Umarım sizden yardım isteyenleri bundan sonra kırmazsınız."