Ülkemizde 2011 yılında yürürlüğe giren Milletlerarası Mal Satımına İlişkin Sözleşmeler Hakkında BM Anlaşması (kısaca CISG), bugün aralarında uluslararası uzlaşı sağlamakta hayli zorluk yaşayan ABD, Rusya, Çin, Almanya, Fransa, İsrail, Suriye gibi çok sayıda ülkeyi bir araya getirebilmeyi başarmış önemli bir anlaşmadır. Anlaşmanın önemi, yalnızca farklı dilden, kültürden, ticari ve hukuki sistemden ülkeleri bir anlaşma etrafında toplayabilmesinde değildir elbet. Sağlanan bu uzlaşı, daha sonraki tarihli birçok özel hukuk yeknesaklaştırma çalışmasına da ilham vermiş; hatta CISG kural ve esasları hazırlanan bu metinlere kaynaklık etmiştir.
CISG'i bu kadar ayrıcalıklı ve özel kılanın ne olduğu sorusuna verilecek cevap gayet basittir: CISG son derece sade, kolay anlaşılır ve uygulanabilir, ticari hayatın gereklerini ve gerçeklerini en iyi şekilde karşılayan bir ifa engelleri sistemine sahiptir. İşte bu nedenledir ki, birçok Avrupa ülkesi, özellikle de Almanya, borçlar hukuku sistemlerini CISG modelini esas alarak modernize etmişlerdir. Maalesef ülkemizde de bu yönde gerçekleştirilebilecek bir yenilenme, son Borçlar Kanunu değişiklikleri sırasında kaçırılmıştır. Bunun en önemli nedeni ise, kanımca CISG hükümlerinin ve içerdiği sistemin Türk hukukçularınca yeterince bilinmemesidir.
İşte bu eser bu yöndeki eksikliği gidermeye yönelik çok önemli bir adımdır. Kutluhan Erkan, bir yüksek lisans tezinden bekleneni aşarak, güzel bir çalışma örneği verdiği bu eserinde, satıcının sözleşmeye aykırı davranışları nedeniyle alıcının sözleşmeden dönme hakkını, bütün koşulları ve sonuçlarıyla ayrıntılı biçimde ele almıştır.