Çoban Türküleri
Vergilius, çocukluğunu köy ortamında kırda, bayırda, korularda köy koşullarında, çiftçiler, çobanlar arasında çift çubuk uğraşları arasında geçirmiştir. Vergilius, eski Latin ozanlarına, özellikle daha yakınlarda yaşamış olan Lucretius ile Catullus’a ilgi duymuştur. Ancak Yunan Theokritos’u (İÖ 3. yüzyılda yaşamış Yunan ozan) örnek almıştır. Roma’ya memleketinde onun eidyllionlarının izinde yazdığı on çoban şiiriyle gelmiştir. Ozanın ilk gençlik şiirleri Bucolica üç yıllık bir emeğin ürünüdür (İÖ 42/41-39). Vergilius, Theokritos’un şiir türünü Roma edebiyatına kazandırmıştır. Çoban Türküleri, tek kişinin ağzından (2; 4; 6; 10), karşılıklı konuşma (1; 9), genç çobanların, sürüleri otlarken, gölgede aşk acıları üzerine söz yarışmaları (3; 5; 7; 8) olmak üzere üç bölüm oluşturmaktadır. Şiirler yazılış sırasına göre değil, ozanın kişisel ve yazınsal ölçütüne göre dizilmiştir. Vergilius bu gençlik yapıtında Theokritos’tan yararlanmıştır ancak tümüyle onun izinden gitmemiştir. Ortamı, kır ortamını korumuş, kişileri, çobanları Romalı kimliğine büründürmüştür: Ne orman tanrılarından hoşlanıyoruz artık eskisi gibi, ne türkülerden; çekilin önümden, ormanlar, siz de. (…) Aşk her şeyi yener: Biz ise boyun eğeriz Aşka.” Yeterli olacak, tanrısal esin perileri, ozanınızın oturduğu yerde ince hatmi dallarıyla küçük bir sepet örerken söylediği türkü.
Devamını Oku