Görkemli Palmira harabelerinin, hepimizin ortak görsel hafızasına yerleşme nedeni, Palmira hakkındaki haberlerle, daha öncesinde bu konuda duyduklarımız ve bildiklerimize dayanır. Çok eski bir tarihi olan bu bölge, ne yazık ki son yıllarda bir savaş alanına dönüşmüş ve bölgede yasayanlar yeri doldurulamayacak kayıplar vermiş, hayatta kalanlar da yerlerinden edilmiştir. IŞİD'in (DAEŞ) bölgeyi acımasızca istilası ve işgali, hem tarihi kalıntılara hem de bölge halkının varlığına en büyük darbeyi vurmuştur. Kültür yok edilmiş, yüzyılların hatırası, antik kalıntılar ve restore edilmiş yapılar dinamitlenerek yerle bir edilmiş, heykeller çekiçlerle parçalanmış, küçük objeler kırılmış, mumyalar imha edilmiştir. Bir bölgenin kültürel mirasını korumanın belkemiğini kayıtlar ve belgeler oluşturur. İşte bu anlayışla Minna Silver, Gabriele Fangi ve Ahmet Denker de modern teknoloji ve görüntüleme yöntemleriyle Palmira kentine havadan ve uzaydan ne şekilde yaklaşabileceğimizi saptadı. Eski haritalar, çizimler, tablolar, fotoğraflar ve dijital görüntülerin tümü, bu kültür mirasının kayıt ve belgelenmesine katkıda bulunmuştur. Yasemin Alptekin'in çevirisiyle Türkçeye kazandırılan bu kitap, Suriye'nin orta yerinde, etrafı çöl kumlarıyla çevrili yeşil bir vahada yer alan antik Palmira kentinin kültür mirasını anlamaya yardımcı olacak ve hatıraları koruyacak görseller sunmaktadır. Son yıllarda uluslararası haberlerin odağı haline gelen bu kentin durumu, Suriye'de 2011 yılında başlayan iç savaş nedeniyle pek çok farklı evrelerden geçti. Hem bu antik kent hem de Palmira'da yasayan halk talan ve yıkımlarla karsı karsıya kaldı. Bu kitap, Palmiralılara ve kentin yaralarını sarma sürecine ithaf edilmiştir; bu çalışma Suriyelilerle paylaştığımız Palmira'nın kültür mirasını anlatmaktadır.