Latin alfabesinde öteki hiçbir dilin bilmediği bir sesi çağrıştırması için şekil bulmuş "yumuşak g" ya da Ğ... Varlığını, gerekli olup olmadığını bilmeksizin ses hafızamızın hiç tanımadığı varlığını görselliğine borçlu Ğ...
İmla derslerinin olağan şüphelisi; kimi zaman suçüstü yapılan bir hükümlü kimi zaman görmezden gelinen, kimliği arsızca gizlenen bir gizli tanık Ğ...
Seslerin, seslilerin ve güçlülerin arasında yok sayılmasının bedelini yabancılar arasında varlığını kanıtlayarak ödeten Ğ...
Kimi zaman eşlik eden kimi zaman yok sayılan bir ikinci adam...
Metaforların korkulan öznesi...
Metafor demişken; sevdiğimizi sevildiğimizi sandığımız ayrılıkların hemen ardından varlığını bile unuttuğumuz arkadaşlıklar gibi Ğ... var iken anlamı olan ancak yokluğu fark edilmeyen gelip geçiveren zamana gömdüğümüz "dostluklar".
Hani onsuz yaşamımızın tatsız ve anlamsız olacağını düşünürken, yanı başımızda iken, araya giren zaman törpüsünün ve unutulmanın acısının yıpratıcılığında unuttuğumuz; unutulduğumuz.
Ve var iken varlığını çok az hissettiğimiz;
Ve hep ikinci olan...
Ğ, ğ...