O tüm güzelliklerin farkındaydı… Deniz kıyısındaki çakıl taşının, püren kokulu bir yayla çocuğunun, yıldızlı bir gecenin; farkındaydı… Dağların koynunu yurt tutan göçerlerin… Yörük obalarının konakladığı kıl çadırların, çoban ateşlerinin, ardıç kokulu bir yayla evinin; farkındaydı. Beşikteki ninninin… Çözgüdeki sırların… Toroslarda direnen asırlık sedir ağaçlarının, boy veren ardıç gölgelerinin farkındaydı… Masmavi suların, masmavi suların derinliklerinde sonsuz uykulara dalmış, amforaların… Likyalı, Selçuklulu, Romalı, Amurlu bir çakıl taşının; farkında. Kalenin duvarlarına çarpan Akdenizli suların, Akdenizli yıldızların, Akdenizli bulutların, Akdenizli kayıkların, Akdenizli kayıkçıların, Akdenizli şiirlerin, Akdenizli şarkıların, Akdenizli aşkların, sevdaların… Farkındaydı!