Ziya Gökalp, çözülen, dağılan bir imparatorluğun son dönemini şekillendiren İttihat ve Terakki'nin bütün milli politikalarının arkasındaki birkaç önemli isimden birisidir. Onun bu yönlendirici kişiliği Cumhuriyet'in kuruluşu sürecine de damga vurmuştur. Daha Mütareke ortamındaki belirsizlik içinde Bekirağa Bölüğü'nde tutuklu iken ümitsizliğe kapılanlara "Mustafa Kemal Paşa'ya dikkat ediniz" diyecektir.
Babasının vasiyetine uyarak Namık Kemal'in "vatan ve hürriyet" yolundan yürüyecek, o yolu Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Mustafa Kemal Atatürk'e bağlayacaktır. 1924 Anayasası, Medeni Kanun çalışmaları, kadın hakları, Cumhuriyet Halk Fırkası'nın programı (9 İlke), yönetim şeklinin cumhuriyet olarak belirlenmesi, irade-i milliye kavramı, iktisat politikasının tercihi, sade Türkçe, Türkçe Hutbe, Türkçe Kur'an (Meal), Türkçülük, halkçılık, laiklik ilkesi, eğitim, dil ve tarih politikalarının belirlenmesi gibi pek çok konu onun imzasını taşımaktadır.
Atatürk'ün, "bedenimin babası Ali Rıza Efendi, hislerimin babası Namık Kemal, fikirlerimin babası ise Ziya Gökalp'tır" şeklindeki sözleri bu açıdan önemlidir. Bütün bu nedenlerle kitabımıza "Cumhuriyete Ruh Veren Adam: Ziya Gökalp" ismini verdik.
Takipçisi olduğu Vatan ve Hürriyet Şairimiz Namık Kemal gibi çok genç bir yaşta, 48 yaşında vefat etmiştir. 48 yıla neleri sığdırdığını bu eserde bazen hüzünle, bazen de gururla okuyacaksınız. Özellikle gençlerimizin onun hayatını ve eserlerini altını çizerek okuması lazımdır.
Soyca "Türk" olan Ziya Gökalp, "Kürtleri sevmeyen bir Türk varsa Türk değildir, Türkleri sevmeyen bir Kürt varsa Kürt değildir." Diyen adamdır. Ruhu şad olsun.