Düşüncelerin altüst edildiği, gerçek ile yanlışın birbirine karıştırıldığı bir dönemde, kabul ettiği düşünce uğruna ölümüne verilen bir mücadele… Bu mücadelenin anlamsızlığını gördüğü anda benimsediği yeni inanışın, keskin ve kararlı bir irade ile her şeye ve herkese rağmen inadına, bir sevda gibi yaşama serüveninin anlatan bu roman, kimsesizliğin, horlanmışlığın ve terk edilmişliğin zehir gibi acı gerçeğini bütün açıklığıyla ve dehşetiyle ortaya koyuyor.
Bir çift gönül, anne sıcaklığı bekliyor. Bir çift yürek, anne hasretiyle çarpıyor… Çökük ve cılız gözler kalplerini yansıtıyor özlemle, damlalar süzülüyor…