"İnançsız biri değildim; inancı kaybolmaya başlayan biriydim. Beniöne sürmüş çocukluğum vardı. Bir kentim yoktu. Kenti olmayaninsan ne yazabilirdi ki? Son cümlesinin rüzgârın sesi olduğunubildiğim kitabımın önceki cümlelerinin ne olduğunu bilmiyordum.Annem haklıydı: Yazamayacaktım. Üzerinden silginin acımasızcageçtiği üç harfli bir kelimeydim: Ben."Mahsum Ece, Dağılmalar'da yer alan öykülerinde şimdiki zamanı vegeçmişi birbirinden ayıran çizgiyi yok ediyor, böylece karakterlerininhafızaları, labirentlerle dolu ve çok renkli bir dünyaya dönüşüyor.Masalsı günleri köy yollarının çamuruna bulananlar, baktıkları heryerde kendilerini görmek isteyen politikacılar, büyükşehirlerdevakitlerini birbirlerinin üstüne yığan modern zaman insanları,dünyanın bir köşesinde unutulmayı hayat sananlar, hayat nedirbilmeyenler...
Mahsum Ece, ilk kitabında özgün bir ses yaratıyor. Dağılmalar, hiçbitmeyen düşlere, hiç bitmeyecek bir ek...