Zevklerin bedeli metafizik ve politik çılgınlıklardır. Paris'in sanat sergi ve salonlarından hiçbirini kaçırmayan sanat eleştirmeni Charles Baudelaire (1821-1867) bu konu hakkında uçlarda bir bilince sahiptir. Zevk düşmanı akademizmin karşısına Baudelaire şu parolayla çıkar: Şimdiki zamana dönüş, ama Sonsuz Güzellik'i giyinmiş bir şimdiki zamandır bu. 1863 yılında kaleme aldığı ve modernliğin doğuşu olarak kabul edilen Modern Hayatın Ressamı adlı bu deneme eserinde şair, yetenek, süsün, gösterişlerin, elegan kadının, şehrin, havailiğin ve korkunun övgüsünü yapar.
Baudelaire bu kitapta bir Dandy teorisi ortaya koymaktadır: "Modernlik, geçicidir, beklenmediktir, sanatın yarısıdır ki diğer parça da ölümsüz ve değişmezdir."
Baudelaire'de önemli olan, kentin "ölü dil"i içerisindeki bir toplumsal özdür, modern bir özdür. Modern, Baudelaire'in şiirinin temel vurgularından biridir.
Modern, "spleen" olarak ideali parçalarb. Ancak en eski tarihi hep alıntılayan da özellikle modemdir. Burada bu alıntılama, söz konusu dönemin toplumsal koşullarına ve ürünlerine uygun düşen bir çokanlamlılık aracılığıyla gerçekleşmektedir. Çokanlamlılık, diyalektiğin bir görüntü olarak ortaya çıkışıdır, durağan konumdaki diyalektiğin yasasıdır. Bu durağanlık bir ütopyadır ve dolayısıyla diyalektik görüntü, düşsel bir görüntüden ibarettir. Mal, kesinlikle böyle bir görüntüyü, bir fetiş görüntüsünü sergiler. Hem yuva, hem de cadde olan pasajlar da böyle bir görüntüyü sergilerler. Aynı zamanda hem satıcı, hem de mal olan fahişe de böyle bir görüntüyü sergiler.