Kitap, bildiğiniz gibi, 1942 Nisanı ile 1943 Nisanı arasında bir Çek hapishanesinde kalan komünist militanların işkenceyle geçen yaşamlarını anlatıyor? Okuduklarımın yarattığı dehşet duygusuyla kitabı neredeyse bir kenara bırakıyordum, sonra okumaya devam ettim, bu hissim yavaş yavaş azalarak sonunda tamamen kayboldu.
Halbuki bu kitap günbegün yazıldığı için çok daha katlanılmaz olmalıydı: Fuçik'in günden güne güçsüzleştiğini gördüm, zira sorgulamalarında ben de oradaydım sanki. Peki bu eseri diğerlerinden ayıran şey nedir? Benim görüşüm, Fuçik'in hiçbir zaman kendinden korkmuyor oluşudur: O daima, her ne olursa olsun çözülmeyeceğini biliyordu. Bunun nedeni kararlılıkla, konuşmamak için çabalaması değildi. Sadece yoldaşlarına ihanet edemeyecek türden bir insandı ve bunu biliyordu."
P. Saertre