Bana göre soru, İslam ve onun kurucu metni olan Kur'an'la bağlantılı olarak, insan-Allah ilişkisi bağlamında sorulmalıdır. Bunun anlamı şudur: İslam'da kadının konumu, insan imajının ve insan haklarının ayrılmaz bir parçası olarak bütünsel bir bakış açısıyla araştırılmalıdır. Dini metinlerin (Kur'an ve Hadis) oluşturulduğu sosyal, dini ve tarihi koşullar dikkate alınmalıdır. Zira diğer tüm fikir ve düşünce sistemlerinde olduğu gibi İslam'da da kadın meselesi, bu soruların nerede ve ne zaman sorulduğu, tartışıldığı veya cevaplandığı gibi soruların cevaplarına göre değerlendirilmelidir. Modern öncesi dönemde kadın imajına (İslam'da kadının konumu) verilecek cevap, aynı sorunun modern seküler toplumlardaki cevabı ile tutarlı olmayacaktır. Aynı Kuran pasajlarının kadınlara özgü yorumları, 11. ve 21. yüzyıllardaki bir Kur'an bilgini arasında aynı derecede farklı olabilir. Dolayısıyla İslam'da kadın meselesini -özür dileyen, ideolojik ve spekülatif söylem kalıplarının ötesinde- tarihsel bağlamına yerleştirerek, mümkün olduğu kadar yerinde anlamak ve yorumlamak önemli bir adım olacaktır. Bu yaklaşım, Kur'an ve Hadis'teki kadınlarla ilgili içerikleri ve tarihin farklı zamanlarındaki farklı toplumlardaki uygulamaları daha tutarlı bir şekilde anlamamıza yardımcı olabilir. Bu, aynı zamanda dini metinleri ve burada yer alan genel ilkeleri yeni koşullara ve bağlamlara uyarlama olanağı da sunar. Bu çalışmanın böyle bir okumaya katkıda bulunacağını umuyorum.
Prof. Dr. Yaşar Sarıkaya