"Sürekli sorular sorar, etrafımda gördüğüm ya da duyduğum şeylerin anlamını araştırırdım. Her yeni gün bana yeni deneyimler, taze izlenimler ve keskin hisler getirir hale gelmişti. Amerika'da bir gün, içerik bakımından Antomir'deki bir yıldan çok daha zengin sayılırdı. Sonsuz bir telaşa kapılmıştım. Hayatın içinde hızla koşturduğum için nefes nefese kalmış gibiydim. Tüm bu gürültü patırtının ve heyecanın anlamı neydi acaba?"
David Levinsky, yetim ve genç bir Talmud âlimidir ve karşılaştığı dul bir kadın hayırsever, memleketi Antomir'den Amerika'ya gidiş biletini elde etmesini sağlayacak yolu onun için açar. Bu yeni kıtaya vardığında, maddi ve manevi anlamda defalarca yolunu kaybeder, tökezler ve yere kapaklanır ki bunların her biri, son derece zorlu ve varoluşunu hakiki manada sarsan birer deneyim olarak hafızasına kazınacaktır. Talmud'u, inancını ve hatta teizmi bir kenara bırakarak iradesi, cesareti ve talihi yardımıyla açtığı yeni yolda ilerler ve sonunda Vanderbilt, Gould ve Rothschild gibi ailelerle ilgili haberleri manşetlerine durmaksızın taşıyan gazetelerde kendi yüzüyle karşılaşacağı o noktaya gelene dek ticaretin, aşkın, yalnızlığın, umutsuzluğun ve direnişin binbir çeşit tonuyla haşır neşir olur.
Abraham Cahan, 1800'lerin sonu ve 1900'lerin başındaki Yahudi sosyalist hareketinin liderlerinden biriydi. Bu kitapta hem sosyalistlerle savaşan hem de onlara hoşgörü gösteren bir kapitalist kahraman yaratıyor ve onun gözünden "yabancısı" olduğu bir dünyayı betimliyor. David Levinsky'nin Yükselişi, Cahan'ın geniş yelpazelere uzanan deneyiminin ve dünyaya karşı açık bir tavır takınan zihninin bir yansıması olarak görülebilir.