Anadolu'ya sıkıştırılmış bir yüreğin, Anadolu'dan başlayarak fışkıracak bir coşkuya imanı...Sınırları ve cetvelleri ve işgalcileri ve hainleri bilen değil sezen, gören değil hisseden, aşkını da nefretini de bileyen bir yüreğin imanı...
Kumandanı olduğu kalenin burçlarında elinde kılıç uzaklara dalıp giden, fetih nedir bilen bir uç beyinin duasıdır içimde uğuldayan. Yedi yiğit doğurup yedisini de şehit vermiş bir ananın yüzündeki gülüş, yüreğindeki ateştir içimde yanan. Atları çalınmış, kılıçları gömülmüş, hayatın ortasında yapayalnız, anlamsız bırakılmış süvarileriz biz.
Biliyor, söyleyemiyoruz. Duyuyor, aktaramıyoruz. Anlıyor, anlatamıyoruz. Ağlıyor, ağlatamıyoruz.İçimizdeki acı bundan!Duy sesini arzın çivilerini sökecek kerpetenlerin.Dinle!Mutlaka gerçekleşecek olanın gittikçe büyüyen çığlığını.Gök yarılmadan, yıldızlar dökülmeden gökyüzünden karanlıklar içindeki ışığa iman et.Her şeyin dayandığı şeye dayandır umutlarını.