Dede Korkut Hikayeleri, ayrı ayrı on iki hikayeden oluşmakla birlikte, bir çok hikayede aynı kahramanların bulunuşu, olayların aşağı yukarı aynı çevrede geçişi ve Dede Korkut'un her hikayede mutlaka ortaya çıkışı bakımından, hikayelerin hepsinin birbiriyle ilgili olduğunu göstermektedir.
Dede Korkut Hikayeleri, İslam öncesi Türk uygarlığını aydınlatan zengin bir kültür kaynağıdır. Dede Korkut Hikayeleri; Türk dili, Türk edebiyatı, Türk tarihi, folklor, toplum bilimi ve mitolojiye kadar pek çok konuda yararlanabileceğimiz önemli şaheserlerimizden biridir.
Dede Korkut Hikayeleri, köklü bir sözlü edebiyat geleneği olan Türk halkının ortaklaşa meydana getirdiği destani hikayelerdir. Destanlar; milletlerin din, erdem ve milli kahramanlık maceralarını anlatan manzum hikayelerdir. Bu açıdan bakıldığında Dede Korkut hikayeleri, "Milli destan" niteliğe taşımaktadır. Milli destanların milli bilincin oluşmasında önemli bir rolü vardır. Dede Korkut Hikayeleri, bu yönüyle milli bilincin, milli kimliğin oluşması için çocuklarımıza mutlaka okutulması gereken vazgeçilmez eserlerdendir.
Her bireyin, ruhsal gelişim sürecinde, kimliğinin oluşması için örnek alacağı, model tiplere ihtiyacı vardır. Günümüzde ne yazık ki sanal kahramanları kendilerine model seçen çocuklarımız, ileride bir kimlik bunalımı yaşamakta ve milli bilinçten yoksun yetişmektedir.
Türk kültürünün, Türk dili ve edebiyatının emsalsiz eseri Dede Korkut Hikayelerinin "100 Temel Eser" içinde yer alması bu nedenle son derece isabetli bir tercihtir.