Stephanie'nin amcası Gordon korku romanları yazıyordu Ya da en azından Stephanie öyle sanıyordu –amcası vefat edip de malikânesini ona bırakana kadar. Stephanie amcasının yazdıklarının korkunç olduğunun farkındaydı.
Ancak... kurmaca olmadığını sonradan anladı. Bu keşifle beraber kendini bir anda kanını donduran bir dünyanın içinde buluverdi Stephanie; tam vampirler, şeytani yaratıklar ve Görünmez Adam'a alıştım derken bunlarla savaşmakta ona yardım edecek çok sıradışı biriyle tanışmak üzereydi: Dedektif Kurukafa. Yani ölü bir büyücünün aklınızı oynatmanıza neden olacak iskeleti. Kıyamet koptuğu anda, Stephanie diğer sıradan ve on iki yaşındaki kızlardan olmadığı için şanslıydı -Dedektif Kurukafa ise zaten ölü olduğu için hepten şanslıydı. Gerçi bir iskelet olmanın, işkenceciniz yeterince azimliyse, işkence çekmenizi engellemeyeceğini de Öğrenek üzereydi. Ve Kurukafa'nın nefret ettiği bir şey varsa, o da işkenceydi.
Şonurida kötülük mü kazanacak? Stephanie ve Kurukafa ağız dalaşını bırakıp dünyayı kurtarmayı başaracak mı? Kesin olan bir şey var: Kötü adamlar neyle karşı karşıya arını asla anlayamayacak.